HABER MERKEZİ- Ankara ve Eskişehir’de kadınlar, bir yıl önce şüpheli şekilde yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için sokaklara çıktı. Adalet talebini yineleyen kadınlar, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun çağrısıyla İsmet İnönü 1 Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar, “Kadın zinciri” oluşturarak Ulus Anıtı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca “Jin, jiyan, azadî” ve “Katil erkek işbirlikçi devlet” sloganları atıldı; katledilen kadınların fotoğrafları taşındı.
Ulus Anıtı’nda açıklama yapan platform üyesi Bahar Beytekin, Rojin Kabaiş’in kayboluşu ve sonrasında yaşanan süreci şöyle aktardı: “Rojin’in nasıl kaybolduğu, bedeninin neden akıntının tersi yönünde bulunduğu, DNA’ların kime ait olduğu hâlâ açıklanmadı. Rojin’in 1 yıldır kapatılmaya çalışılan davası, erkek yargının ve devletin cezasızlık ve ihmalkarlığının bir göstergesidir. Katledilişi yalnızca erkek şiddetinin ürünü değil, erkek devletin cezasızlık politikalarıyla kadınların yaşamını hiçe sayan sistematik bir saldırının sonucudur.”
Bahar Beytekin, yurt yönetiminin ailesine geç bilgi vermesi ve kolluk güçlerinin etkin arama yapmamasına dikkat çekerek, “Rojin’in bedeni kaybolduğu bölgeden 20 km uzakta Mollakasım sahilinde bulundu. Avukatların bedenin buraya sürüklenme olasılığına ilişkin uzman talebi aylarca bekletildi, aile defalarca yalnız bırakıldı. İntihar denilerek katledilişinin üstü örtülmeye çalışıldı ve dosyaya hukuki gerekçesi olmayan kısıtlılık kararı getirildi. Bu karar gerçeklerin aileden ve avukatlardan gizlenmesi içindir” dedi.
Ankara
Ankara’da ise Adalet Komisyonları’nın çağrısıyla Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar, “Rojin 1 yıldır adalet bekliyor. Adli Tıp Kurumu, 2 DNA’yı açıkla” pankartı açtı. Kadınların taşıdığı dövizlerde Kabaiş’in fotoğrafları yer aldı.
Okunan ortak basın metninde, Rojin Kabaiş’in kayboluşundan cansız bedeninin bulunmasına kadar yaşanan sürece ve soruşturmadaki çelişkilere dikkat çekildi. Metinde, Rojin’in 27 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan ayrıldığı, 18 gün sonra Van Gölü kıyısında akıntının tersi yönde bulunduğu hatırlatıldı. Otopsi raporunun aileyle ve avukatlarla 28 gün boyunca paylaşılmadığı, raporda ise Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA tespit edilmesine rağmen bunların kime ait olduğunun açıklanmadığı vurgulandı.
Metinde ayrıca, yurt görevlilerinin aileye geç bilgi verdiği, arama çalışmalarının kritik iki günün ardından başlatıldığı, kolluk kuvvetlerinin etkili bir arama yapmadığı belirtildi. “Rojin intihar etti” denilerek dosyanın kapatılmaya çalışıldığı, soruşturmaya gizlilik kararı getirilerek delillerin kamuoyundan gizlendiği ifade edildi.
“Rojin için adalet sağlansaydı, Şilan Tekin aramızda olurdu” denilen açıklamada, benzer şekilde Van Gölü’nde cansız bedeni bulunan Şilan Tekin’in akıbetine de değinildi. Kadınlar, Kabaiş dosyasında cezasızlığın kadın cinayetlerini görünmez kıldığını, failleri akladığını ve kadınların yaşam hakkını hiçe saydığını vurguladı.
Kadınların talepleri şöyle sıralandı:
- “Dosyadaki gizlilik kararı derhal kaldırılsın, aile ve kamuoyu gerçeğe ulaşabilsin.
- Eksik bırakılan deliller toplanıp şeffaf biçimde açıklansın.
- Rojin’in bedeninde bulunan iki erkeğe ait DNA’nın kimlere ait olduğu açıklansın.
- Rojin’in ölümünde ihmali, karartması ve sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hesap versin.
- Kadınların yaşam hakkını korumak için devlet görevini yerine getirsin.
- Rojin’in ailesi yalnız bırakılmasın, gereken hukuki ve manevi destek verilsin.”
Kadınlar, mücadeleyi büyütme çağrısı yaparak, “Bu toprakları kadın mezarlığına çevirmenize izin vermeyeceğiz” dedi.