Enter your email Address

  • Anasayfa
Perşembe, Ekim 9, 2025
Berû Ajans
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Berû Ajans
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Kültür-Sanat

Bir Halk Sanatçısı: Yılmaz Güney

12 Eylül 2025
in Kültür-Sanat, Özel Dosya
0
Bir Halk Sanatçısı: Yılmaz Güney
Share on FacebookShare on Twitter

 Yılmaz Güney, iyi bir senarist, oyuncu ve yönetmen olmanın ötesinde, toplumun vicdanında yer bulmuş, ezilen halkın sesi olmayı başarmış devrimci bir aydın olarak tarihe geçti. Ardında sanatı kadar sarsılmaz bir duruş, büyük bir mücadele mirası bıraktı.

Yoksul bir Kürt ailenin çocuğu olan Yılmaz Güney, 1 Nisan 1937’de Adana’nın Yenice köyünde dünyaya gelir. Çocukluğu Çukurova’nın pamuk tarlalarında, yoksulluk ve ağır çalışma koşulları içinde geçer. Daha küçük yaşta edebiyata ve sinemaya merak salar. Ortaokul yıllarında öyküler yazmaya başlar, üniversite için gittiği Ankara ve İstanbul’da Hukuk ve İktisat fakültelerine devam etse de eğitimini tamamlayamaz. Onu asıl çeken, sinemadır.

1950’lerde küçük rollerle adım attığı sinema dünyasında, kısa sürede sert yüz hatları, asi tavrı ve karizmatik oyunculuğuyla halkın gönlünde taht kurmayı başarır. “Çirkin Kral” lakabıyla anıldığı dönemde, Yeşilçam’ın klişe kahraman tiplerini yıkarak, yoksul, isyancı, adalet arayışı içinde karakterleri beyaz perdeye taşır.

1970’te çektiği “Umut”, bir faytoncunun umutsuz yaşam mücadelesini anlatarak Türkiye sinemasında bir dönüm noktası sayılır ve uluslararası alanda büyük yankı uyandırır. “Arkadaş”ta aydınlarla halk arasındaki uçurumu sorgular. “Sürü”, Kürtlerin göç hikâyesini ve feodal ilişkilerin yıkıcılığını destansı bir dille anlatır. Hapishanede yazdığı “Yol”, Şerif Gören tarafından filme çekilir ve 1982’de Cannes’da Altın Palmiye kazanarak dünya çapında bir başarıya ulaştırır. Paris’te sürgündeyken yönettiği “Duvar” ise hapishanedeki çocukların dramını işler.

1960’lı yıllardan itibaren gelişen devrimci harekete yakın durdu.

1972’de, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi militanlarını sakladığı gerekçesiyle 10 yıl hapse mahkûm edildi. 1974 Genel Affı’yla 20 Mayıs 1974’te serbest bırakıldı. Nevşehir, Selimiye, Ulucanlar, Kayseri, İzmit, Toptaşı, Sağmalcılar, İmralı ve Isparta Cezaevlerinde kaldı.

Politik görüşleri nedeniyle Güney, sürekli baskı altında yaşadı. 13 Eylül 1974’te “Endişe” filminin çekimi için gittiği Adana’nın Yumurtalık ilçesinde hakim Sefa Mutlu’yu öldürdüğü iddiasıyla 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Alınak Bürosu avukatları Güney’in yargılandığı dosyaya 49 yıl sonra (2023) ulaştı ve Güney’e verilen hapis cezasının “bir hukuk ve insanlık trajedisi olduğunu” söyledi. Güney Ailesi ise sol ve sosyalist görüşleri nedeniyle Güney’in işlemediği bir suçtan hızlıca cezalandırıldığını söyledi.

Yılmaz Güney, cezaevinde de üretmeye devam etti, “Sürü” ve “Yol” gibi senaryoları burada yazdı. Hapis hayatı, sanatına derinlik katarken politik kimliğini daha keskin hale getirdi.

1981’de izinli çıktığında yurtdışına çıkar ve Fransa’ya yerleşti. Paris’te sürgün hayatı yaşarken üretimini sürdürdü, fakat sağlığı giderek bozuldu. 1983’te Cigerxwîn ve Abdurrahman Şerefkendi gibi Kürt şairlerle birlikte Paris Kürt enstitüsünü kurdu. Paris Kürt Enstitüsü’nün kuruluşunda yaptığı konuşmada “Kürt halkı ile bağlarını hiçbir zaman kaybetmediğini” vurguladı. Bu dönemde Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı. 9 Eylül 1984’te mide kanserinden yaşamını yitirdiğinde henüz 47 yaşındaydı. Mezarı Paris’teki Père Lachaise Mezarlığı’ndadır.

Yılmaz Güney, aynı zamanda bir yazardı. “Boynu Bükük Öldüler” adlı romanıyla ödül kazanmış, hapishanede yazdığı makale ve denemelerle halkın sesi olmayı sürdürmüştür. Onun hem edebiyatında hem de sinemasında işçiler, köylüler, Kürtler, ezilenler başroldeydi. Sinemayı, aynı zamanda bir mücadele ve hesaplaşma alanı olarak görmüştür.

Bugün hâlâ filmleri izleniyor, sözleri hatırlanıyor. O, sinema tarihine olduğu kadar, özgürlük ve adalet mücadelesinin tarihine de silinmez bir iz bırakır. Onun adı her yıl çeşitli etkinliklerde anılıyor; Adana Altın Koza Film Festivali’nde adına verilen “Yılmaz Güney Onur Ödülü” ile ve 1992’den bu yana yayımlanan Güney Kültür Sanat Edebiyat Dergisi aracılığıyla hafızalarda yaşamaya devam ediyor.

Roman ve Öyküleri:

  • Boynu Bükük Öldüler (1971) – Roman, Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.

  • Hücrem (1975) – Hapishane anılarından derlenen yazılar.

  • Selimiye Mektupları (1975) – Cezaevinden yazdığı mektuplar.

  • Sanık (1972) – Hikâye kitabı.

  • Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz (1976) – Öykü kitabı.

Önemli bazı Senaryoları ve Filmleri:

  • Umut (1970) – Yönetmen, senarist, oyuncu. Türkiye sinemasında toplumsal gerçekçiliğin dönüm noktası.

  • Arkadaş (1974) – Yönetmen ve senarist. Aydın-halk çatışmasını işler.

  • Endişe (1974) – Senaryosu Güney’e ait, yönetmen Zeki Ökten.

  • Sürü (1978) – Senaryosu Güney’e ait, yönetmen Zeki Ökten. Kürtlerin göç hikâyesi.

  • Yol (1982) – Senaryosu Güney’e ait, Şerif Gören yönetti. Cannes’da Altın Palmiye aldı.

  • Duvar (1983) – Güney’in Fransa’da çektiği son filmi. Cezaevi çocuklarının dramı.

Aldığı bazı ödüller:

  • 1968: Antalya Altın Portakal Film Festivali – Seyyit Han ile En İyi Yönetmen.

  • 1971: Orhan Kemal Roman Armağanı – Boynu Bükük Öldüler romanı.

  • 1982: Cannes Film Festivali – Yol filmiyle Altın Palmiye (Şerif Gören ile paylaştı).

  • 1982: Cannes Film Festivali – FIPRESCI Ödülü, Yol.

  • 1983: Locarno Uluslararası Film Festivali – Onur Ödülü.

Önceki Haber

Eğitim Bütçesinde Türkiye Son Sıralarda

Sonraki Haber

Genç İşsizlik OECD Ortalamasının Üzerinde

Berû Ajans Editor

Berû Ajans Editor

Sonraki Haber
Gençler Eğitim ve İş Bulma Umuduyla Yollarda

Genç İşsizlik OECD Ortalamasının Üzerinde

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • Sonuncu
Ortadoğu Rönesansı ve Gençlik

Ortadoğu Rönesansı ve Gençlik

4 Ekim 2025
Bir Örgütlenme Formu Olarak komün

Bir Örgütlenme Formu Olarak komün

7 Ekim 2025
Kapitalist Modernite Bireyi

Kapitalist Modernite Bireyi

6 Ekim 2025
Wan’da Öğrenciler Tanışma Etkinliğinde Buluştu

Wan’da Öğrenciler Tanışma Etkinliğinde Buluştu

5 Ekim 2025
Öğrencileri Taciz Eden Öğretmene Beraat

Öğrencileri Taciz Eden Öğretmene Beraat

0
Fas’ta Gençlik Protestoları Sürüyor

Fas’ta Gençlik Protestoları Sürüyor

0
Egîdê Cimo Okul Kayıtları Devam Ediyor

Egîdê Cimo Okul Kayıtları Devam Ediyor

0
Wan’da Öğrenciler Tanışma Etkinliğinde Buluştu

Wan’da Öğrenciler Tanışma Etkinliğinde Buluştu

0
Öğrencileri Taciz Eden Öğretmene Beraat

Öğrencileri Taciz Eden Öğretmene Beraat

7 Ekim 2025
Bir Örgütlenme Formu Olarak komün

Bir Örgütlenme Formu Olarak komün

7 Ekim 2025
Fas’ta Gençlik Protestoları Sürüyor

Fas’ta Gençlik Protestoları Sürüyor

7 Ekim 2025
Egîdê Cimo Okul Kayıtları Devam Ediyor

Egîdê Cimo Okul Kayıtları Devam Ediyor

7 Ekim 2025
Twitter Youtube Telegram Facebook Instagram

KATEGORİLER

  • Analiz
  • Anket
  • Bilim
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Genç Kadın
  • Genç Kalemler
  • Gençlik
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Üniversite

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.