Enter your email Address

  • Anasayfa
Çarşamba, Ağustos 20, 2025
Berû Ajans
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Berû Ajans
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Analiz

İşçilerin Örgütlenme Sorunu

29 Mayıs 2025
in Analiz, Ekonomi
0
İşçilerin Örgütlenme Sorunu
Share on FacebookShare on Twitter

İşçilerin, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmadığını söylemişti Karl Marx. Bu tespit, işçilerin özgürleşmek için mücadele ederken korkacak bir şeyleri olmadığını vurgular; çünkü zaten sahip oldukları tek şey, onları köleleştiren zincirleriydi.
Bu tarihi tespit, kapitalizmi kökten sarsmış ve neo-kapitalizmin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Kapitalizm, bu belirlemenin ardından, Marx’ın belki de öngöremediği bir şekilde, işçilere kaybedecek şeyler vererek onları sistemin içinde tutmanın yolunu bulmuştur. Özellikle Alman burjuvazisi, işçi sınıfının mal ve mülk edinme hakkını kolaylaştırarak, Alman işçi sınıfı başta olmak üzere tüm işçi sınıfının örgütlenme tarzını ve biçimini büyük ölçüde kırmıştır. Bu zamanla tüm sistem tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Bu durum tavizci işçi dediğimiz ve devrim mücadelesinde ciddi bir engel durumuna gelen kesimin oluşmasına yol açmıştır. Yani kaybedecek bir şeyi olmayan işçinin, artık kaybedeceği bir şeylerinin olduğu bir döneme girilmiştir.

Kadın ve gençliği merkezine almayan bir İşçi örgütlenmesi, dar kalmaktan ve kendini tekrarlamaktan kurtulamaz. Kapitalist sistemde, kadının emeği genellikle düşük ücretli, güvencesiz ve ikincil işlerde yoğunlaşır. Kapitalizm tarihinde, Sanayi Devrimi’yle birlikte kadınlar ucuz iş gücü olarak fabrikalarda çalıştırılmaya başlanmış ve erkeklere kıyasla daha düşük ücretler almışlardır. Şüphesiz kadının emek bakımından sömürülmesinin tarihi çok daha eskiye gitmektedir. Kapitalizm ise kadını, başta emeği olmak üzere bedenini bir bütünen meta olarak görerek sömürüye açmıştır. Bugün de küresel düzeyde kadınlar, erkeklere oranla katbekat daha fazla sömürülüyor. Örneğin, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 verilerine göre, küresel cinsiyet ücret farkı hâlâ %16’dır. Ev işleri ve bakım emeği gibi ücretsiz işler ise genellikle kadınlara yüklenir ve kapitalist sistem bu emeği “değersiz” kabul ederek ekonomik hesaba katmaz.

Kapitalist sömürü çarkında gençler ise, emeklerinden en çok faydalanılan kesim durumundadır. En güvencesiz, en düşük ücretli ve en tehlikeli işlerde gençler çalıştırılır. Adına “deneyim kazanmak” ya da “hayata atılmak” denilen bu durum, sömürünün en çıplak halidir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, Türkiye’de son 12 yılda en az 2 bin 728 genç iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Bu cinayetler, sermayenin gençlerin bedenini nasıl hoyratça kullandığını, örgütsüzlüğün ve güvencesizliğin nelere mal olduğunu göstermektedir. Gençler, yalnızca emekleriyle değil, hayalleriyle, yarınlarıyla birlikte sömürülmektedir. Eğitimden çalışma hayatına kadar tüm süreçler, onları sessiz, itaatkâr ve örgütsüz bir kitleye dönüştürmeyi hedefler. Bu nedenle en çok örgütlenmesi ve hakları için mücadele etmesi gereken kesimlerden biri de işçi gençliktir.

Öte yandan kapitalizm, insanlığa özgür düşünme zamanı bırakmaz; tamamen üretim ve tüketim odaklı bir insan modeli yaratmaya çalışır. Örgütlenecek zihinsel ve fiziksel becerilere sahip bir insan modeline karşıdır. İnsanların kendi gerçekliklerinin farkına varmasına, sömürü düzenini sorgulamasına olanak tanımaz. Zengin, düzene karşı gelmez çünkü zengindir. Yoksul ise son noktaya geldiğinde ancak örgütlenir; çünkü artık bakması gereken bir ailesi ve kaybedeceği biraz sermayesi vardır.

Sınıf bilinci kazanmanın yanı sıra örgütlülük, düzenin en fazla korktuğu şeydir. Türkiye’de 1948’den beri yayımlanan sendika istatistiklerine göre, 1980 öncesi dönemde, özellikle DİSK’in kurulmasıyla beraber sendikalı işçi sayısında ciddi bir artış olsa da Türkiye, sendikalaşma oranı açısından OECD ülkeleri arasında son sıralardadır. 1980 darbesiyle durdurulan sendikal faaliyetler, 1983’te yeniden başlamış ve bu dönemde sendikalaşma oranı %51-70 aralığında görünse de, bu veriler uluslararası kuruluşlar tarafından referans alınmamaktadır. Örneğin, Çalışma Bakanlığı’na göre 1999 yılında sendikalaşma oranı %69,3 iken, OECD verilerine göre bu oran %10,6’dır. Aynı dönemde Türkiye’deki sendikalar da farklı rakamlar üretmiştir.

1980 darbesi, Türkiye halklarının örgütlülüğüne vurulmuş büyük bir darbedir. Yıllar sonra darbeciler artık iktidarda olmasa bile, yaptıkları anayasa ve geriye bıraktıkları siyasal zihniyet her gelen iktidarda kendini sürdürmüştür. Türkiye’deki tüm ezilen kesimler gibi işçi sınıfının da önündeki büyük bir engeldir. Darbeci Anayasanın değiştirilmesinin gündemde olduğu bu günlerde, işçi hareketin örgütlenme ve kendini ifade etmesinin önünü açacak bir Anayasanın yapılması elbette önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir yasal değişiklik kalıcı bir güvence sağlamaz, bu durum en fazla bir kazanım olarak görülebilir. Asıl olan örgütlülük ve devrimci mücadeledir, çünkü köklü bir toplumsal dönüşüm sağlanmadan, yani devrim olmadan adil bir sistem kurulamaz. Bu nedenle, işçilerin örgütlenmesi her zamankinden çok önem kazanmış bir konudur. Kadınların ve geçlerin öncülük ettiği, mücadeleden taviz vermeyen bir işçi örgütlemesi şarttır.

     Jiyan Barik

Önceki Haber

Tecavüz Sanığı Uzman Çavuş Yargılanmıyor

Sonraki Haber

Gezi Direnişinde Katledilenler Anıldı

Berû Ajans Editor

Berû Ajans Editor

Sonraki Haber
Gezi Direnişinde Katledilenler Anıldı

Gezi Direnişinde Katledilenler Anıldı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • Sonuncu
Kim Olacağımıza Karar Verme Zamanı

Kim Olacağımıza Karar Verme Zamanı

16 Ağustos 2025
Özgürlükler Ülkesi Masalı

Özgürlükler Ülkesi Masalı

18 Ağustos 2025
Paris Komünü’nde Kadın Mücadele Deneyimi

Paris Komünü’nde Kadın Mücadele Deneyimi

15 Ağustos 2025
Siyasi Tutsaklara Tehdit ve Baskılar Sürüyor

Siyasi Tutsaklara Tehdit ve Baskılar Sürüyor

16 Ağustos 2025
İstanbul’da Kadın Cinayetlerine Karşı Yürüyüş

İstanbul’da Kadın Cinayetlerine Karşı Yürüyüş

0
İfade Özgürlüğümüz Nerede?

İfade Özgürlüğümüz Nerede?

0
Ankete Göre Kürtçe Eğitim Talebine Yüzde 98 Destek

Ankete Göre Kürtçe Eğitim Talebine Yüzde 98 Destek

0
Genç İşsizlik Yükselişte

Genç İşsizlik Yükselişte

0
İstanbul’da Kadın Cinayetlerine Karşı Yürüyüş

İstanbul’da Kadın Cinayetlerine Karşı Yürüyüş

19 Ağustos 2025
İfade Özgürlüğümüz Nerede?

İfade Özgürlüğümüz Nerede?

19 Ağustos 2025
Genç İşsizlik Yükselişte

Genç İşsizlik Yükselişte

19 Ağustos 2025
Ankete Göre Kürtçe Eğitim Talebine Yüzde 98 Destek

Ankete Göre Kürtçe Eğitim Talebine Yüzde 98 Destek

18 Ağustos 2025
Twitter Youtube Telegram Facebook Instagram

KATEGORİLER

  • Analiz
  • Anket
  • Bilim
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Genç Kadın
  • Genç Kalemler
  • Gençlik
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Üniversite

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.