Enter your email Address

  • Anasayfa
Salı, Kasım 25, 2025
Berû Ajans
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Berû Ajans
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Analiz

Gençlik ve Demokratik Toplumun İnşası

9 Kasım 2025
in Analiz
0
Gençlik ve Demokratik Toplumun İnşası
Share on FacebookShare on Twitter

Kürt gençliğinin önünde, son elli yılın yarattığı devasa bir külliyat ve tecrübeler alanı olduğunu unutmamak gerek. Atlantis’i yeniden keşfe gerek yoktur. 50 yıl ve bu yılların yarattığı külliyat, bugün neyin doğru ve yol aldırıcı olduğunu, neyin geriye çektiğini yeterince göstermiş durumdadır.

Türkiye’nin son yarım yüzyılı, elbette kabaca, kuşaklar arası sert ideolojik ayrışmalar, kimlik temelli çatışmalar ve bunların toplumsal dokuda açtığı derin sorunlarla tanımlanabilir. Bu tarihsel süreçte gençlik hareketleri, (sosyalist, Kürt, İslamcı, liberal, muhafazakâr, milliyetçi fark etmeksizin) tüm dinamikleriyle bu toplumsal dokuların içinde yer almış, değişmiş, değiştirmiştir. En önemlisi de barış taleplerinin öncüsü olmuştur.

Fakat çok ilginç bir durum da var. Şu an gençlik derken, iki durumun paradoksal görüntüsünü de açmış oluyoruz. Şöyle ki; bugün bulunduğumuz yerde, 2025 itibariyle gençlik dendiğinde akla siyasal alandan çok toplumsal-sosyal doneler geliyor. Verilere baktığınızda ekonomik bağımsızlığını kazanamayan, işe girmede liyakatten çok torpile inanmak zorunda kalan, ülkede bir gelecek görmeyip yurt dışına gitmeyi planlayan ve yaşam memnuniyeti düşük bir “prekarya” kitlesi var.

Prekarya, yani güvencesizler, neredeyse bir hareket gerçekliğine dönüşmüş durumda. Siyaset, ekonomi, eğitim başta olmak üzere hiçbir şey prekerya olmaktan çıkaramıyor yaşananları. Buradaki gençlik, daha çok protesto eksenlidir.

Diğer yandan, aslında gençlik deyince akla geçmişi getiren, örgütleme, siyasal mobilizasyon ile bugünü etkilemeye devam eden, eylemleri ile değiştiren bir gençlik figürü de var. Bu son derece canlıdır. Son yıllarda bu canlılık Kürt ve sol/sosyalist alanda kalsa da tam bir çıkış yapamadı denilebilir.

Özetle, bu ikinci durumda, yerleşik iktidar ilişkilerine ne kadar meydan okunduğu, yeni dayanışma biçimlerinin ne kadar geliştirildiği ve toplumsal hafızada ne gibi kırılmalar yaratıldığı tartışmaya açıktır. Buradaki gençlik, protesto değil de “kurucu” momentte yer alır.

Bu durumu belirttikten sonra konumuzun esasına dair birkaç şeyin altı çizilebilir. Türkiye’de 1960 anayasası sonrası, anayasadan kaynaklı bazı alanlarda ve belli ölçülerde hareket edebilme şansı doğmuştur. Bu süreç 1980’e kadar görece temkinli şekilde gitmiştir.

Gençliğin mevcut durumunu da geçmişin penceresinden bakacaksak mutlaka bu 20 yıllık alana bakmalıyız. Üretimin, direnişin, düşüncenin çok canlı olduğu yıllardır gençlik açısından. Sadece çıkan dergiler, kitaplar, tartışmalara bakıldığında arka planı daha net görürsünüz.

80 darbesi, 90’ların başı ile neoliberalizmin sahne almaya başlaması, milenyum, 11 Eylül saldırısı, 2008 krizi ve sonrasındaki esaslı krizler gençliği de son derece dönüştüren duraklar oldu.

Elbette burada genel gençlik durumuna dair söz kurmayacağım, biraz daha Kürt gençliği ekseninde gideceğim. Bunun için de demokratik toplum ve çatışmaların dönüşümü bağlamında kalmaya özen göstereceğim.

Demokratik toplum bir inşa işidir. Bu kavram, devlet-merkezli yönetim modellerine alternatiftir. Ve toplumsal özyönetim ilkelerine dayalı örgütlenme biçimlerini mimler.

Türkiye bağlamında, özellikle 1990’lardan itibaren Kürt Özgürlük Hareketinin söyleminde öne çıkan bu kavram, Sayın Öcalan’ın savunmalarında “demokratik modernite” başlığıyla teorize edildi. Öcalan, ulus-devlet paradigmasını eleştirerek, etnik/dini çoğulculuğu tanıyan, kadın özgürlüğünü merkeze alan ve ekolojik sürdürülebilirliği vurgulayan bir toplum modelini ön plana çıkardı.

Demokratik modernite bir felsefe alanıdır. Bu nedenle demokratik toplumun inşasında gençliği ilgilendiren en önemli alanın “bilinç” olduğunu düşünüyorum. Bu bizi ilgilendiren çok hayati bir meselesidir.

Steve Biko’nun veciz sözleri ile “ezenin ezilen üzerindeki üstünlüğü, bilincidir” deyişi, her şeyin özeti gibidir. Bunun aşmanın bazı sorumluluklar gerektirdiği açıktır.

Bu konuda Kürt gençliğinin önünde, son elli yılın yarattığı devasa bir külliyat ve tecrübeler alanı olduğunu unutmamak gerek. Atlantis’i yeniden keşfe gerek yoktur. 50 yıl ve bu yılların yarattığı külliyat, bugün neyin doğru ve yol aldırıcı olduğunu, neyin geriye çektiğini yeterince göstermiş durumdadır.

Uzağa gitmeden 2014 sonrası Rojava deneyimi, demokratik toplumsal inşanın somut bir laboratuvarı olarak sadece Kürtler değil Türkiye’deki gençlik hareketlerine de ilham kaynağı oldu. Yerel meclisler, kadın örgütlenmeleri, kooperatif ekonomi modelleri gibi pratikler, teorik metinlerin ötesinde deneyimsel bir birikim yarattı ve gösterdi.

Mesela demokratik toplumun varlığına, inşasına yapılabilecek en hayati çalışmaların başında kültür-sanat geliyor. Kültür ve sanat alanında yapılan işler, toplumsal hikâyelerin de ifade edilmesinde farkındalık yaratıyor. Bize bugün karşı-anlatılar gerekiyor.

Ruhu kurtarmak anlamına gelen kültürel direniş, hafızayı yaratan ve taşıyan çok kritik bir dinamik. Bugün Kürt illerinde uyuşturucunun bu kadar yaygın hale gelmesini yeniden düşünmek zorundayız. Hiçbir siyasetin yapamadığını bu lanet yapıyor. O halde karşı politikası nedir?

Bir diğer sütun olan sosyal medya kısmı biraz karışık gibi. Birçok imkânın olduğu bu alanda henüz tarz olarak klasik duruyoruz gibi. Gençlerin bugün en çok bulunduğu, düzenli zaman harcadığı bu alanın demokratik ve kültürel bir mevziye/mevzuya nasıl dönüşmesi gerektiği, bence gençliğin esastan tartışması gereken bir başlıktır.

Ek olarak, toplumsal inşa ile birlikte dönüşüm de önemli bir alana dönüştü. Fakat bunun için öncelikle çatışma dönüşümünü gerekti. Çünkü yapısal meselelerin dönüşümü basit makyajlarla, sözlerle, anlaşmalarla hal olmaz.

Dönüşüm süreci, özellikle devlet eksenli siyasal/ekonomik/sembolik/simgesel şiddetin sona ermesinin yanı sıra toplumsal ilişkilerin, kurumların ve hikayelerin de yeniden inşasını gerektirir.

Kaçınılmaz bir tartışma da kanımca ‘demokrasinin krizi ve gençlik’ bağlamıdır. Birçok tanımı yapılabilir fakat özce demokrasi krizi, bir ülkede demokratik kurumların, normların ve pratiklerin temsil, hak ve özgürlükler bağlamında iflasıdır.

Bu krizde, halk egemenliği ile hukuk devleti, temsil ile katılım dengesi tuzla buz olur. Krizin siyaset felsefesindeki izlerine baktığımızda Weber’in rasyonel-hukuki meşruiyetinin araçsallaştırılması, Schmitt’in istisna halinin normalleşmesi, Arendt’in eylem ve görünme alanının daralması, Foucault’nun siyasal olanın güvenlik/ekonomiye indirgenmesi, Gramsci’nin rıza üretimindeki tıkanma ve Laclau-Mouffe’un meşru agonizmasının (rakipler arasındaki mücadele) bastırılması olarak görünür.

Demokrasi krizi, aynı zamanda demokrasiyi yeniden hayal etme ve inşa etme fırsatıdır. Yeni bir demokrasi, laboratuvarlarda değil, halkların mücadelelerinde, meydanlarda, deneyimlerde ve kolektif yaratıcılıklarda şekillenecektir.

Bu süreç, zor, çelişkili ve belirsizliklerle dolu olacaktır. Ama demokratik geleceğe giden başka yol da yoktur. Ve bu durumu ancak gençliğin enerjisi ile aşabiliriz.

Gençlik ve demokratik krizin eş zamanlı tahayyülü bir diğer düzlem olarak önümüzde duruyor. Çünkü geçmişin nostaljisine girdiğimizde, hep krizli anlarda ön açan bir gençlik görmekteyiz.

Bu krizin Kürtler bağlamındaki tartışmasına dair de konuşmak gerekiyor. Sayın Öcalan ve Kürt hareketi “devletsiz bir demokratik sistem” önermektedir. Yani bir ulus-devlet yaratmak yerine, konfederal bağlar içinde yerel özerkliklere dayanan demokratik bir birliktelik hedeflenmektedir. Bu, genel anlamda radikal demokrasi olarak anılabilir.

Sonuç olarak, Kürt ve sosyalist gençliğin demokratik toplum inşası ve barış süreçlerindeki deneyimleri, Türkiye’nin dönüşüm potansiyelini ve engellerini aynı anda yansıtır diyebilir miyiz?

Bu hareketler, yerel demokrasi, kültürel direniş ve dayanışma ağları konusunda zengin pratikler geliştirebiliyor. Ancak devamlılık açısından sonuç almada engeller var.

Yukarıdaki tüm bağlamları, gençliğe dönük son on yıllarında en büyük saldırı ve tasfiye dalgalarını da gözeterek ifade ediyorum. Baskı ve tutuklamalar, örgütlenmeyi zorlaştıran yönelimler, akla hayale gelmeyecek bir çerçeveleme hali mevcuttur.

Fakat gelinen noktada, beklenti de büyüktür. Beklenti ve gerçeklikler arası gerilimi, bir nevi Gordion düğümünü çözecek olan yine de gençliğin kendisidir diye düşünüyorum.

       Özgür Amed

Önceki Haber

Hacettepe Öğrencileri Rojin Kabaiş İçin Yürüdü

Sonraki Haber

İş Cinayetini Protesto Eden Gençlere Tutuklama

Berû Ajans Editor

Berû Ajans Editor

Sonraki Haber
İş Cinayetini Protesto Eden Gençlere Tutuklama

İş Cinayetini Protesto Eden Gençlere Tutuklama

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • Sonuncu
Yemekhane Rezervasyon Sistemini Protesto Eden Öğrencilere Şiddet

Yemekhane Rezervasyon Sistemini Protesto Eden Öğrencilere Şiddet

19 Kasım 2025
Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

23 Kasım 2025
Güvenli Kampüs İsteyen Öğrencilere Gözaltı

Güvenli Kampüs İsteyen Öğrencilere Gözaltı

19 Kasım 2025
Yabancılaşma ve Öze Dönüş Arayışı

Yabancılaşma ve Öze Dönüş Arayışı

22 Kasım 2025
Ertekin’in Telefonu İncelemeye Gönderildi

Ertekin’in Telefonu İncelemeye Gönderildi

0
Öğrenci Yurdunda Şüpheli Genç Kadın Ölümü

Öğrenci Yurdunda Şüpheli Genç Kadın Ölümü

0
Özel Savaş ve Bilincin Esareti

Özel Savaş ve Bilincin Esareti

0
Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

0
Ertekin’in Telefonu İncelemeye Gönderildi

Ertekin’in Telefonu İncelemeye Gönderildi

25 Kasım 2025
Özel Savaş ve Bilincin Esareti

Özel Savaş ve Bilincin Esareti

25 Kasım 2025
Öğrenci Yurdunda Şüpheli Genç Kadın Ölümü

Öğrenci Yurdunda Şüpheli Genç Kadın Ölümü

23 Kasım 2025
Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

Genç Kadınlar Baskıya ve Asimilasyona Karşı Örgütleniyor

23 Kasım 2025
Twitter Youtube Telegram Facebook Instagram

KATEGORİLER

  • Analiz
  • Anket
  • Bilim
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Genç Kadın
  • Genç Kalemler
  • Gençlik
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Üniversite

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.