HABER MERKEZİ- Eskişehir’de bir araya gelen öğrenciler, Zeren Ertaş’ın KYK yurdunda yaşanan ihmal sonucu yaşamını yitirmesinin ikinci yılında yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Öğrenciler, yaptıkları açıklamada Zeren’in ölümünün rant ve cezasızlık düzeninin bir sonucu olduğunu vurguladı.
Zeren Ertaş’ın KYK yurdunda bindiği asansörde yaşanan ihmaller sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden iki yıl geçti. Eskişehir’de Barınamıyoruz Hareketi’nin çağrısıyla bir araya gelen öğrenciler, Ertaş’ı anmak ve KYK yurtlarındaki ihmalleri protesto etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirdi.
Yapılan yürüyüşün ardından Kanatlı AVM önünde basın açıklaması yapan öğrenciler, “ Sadece Zeren’i anmak değil, onu hayattan koparan rant ve yağma düzeninden hesap sormak için buradayız” dedi.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bugün burada, önlenebilecek bir ihmaller zinciri sonucunda yaşam hakkı elinden alınan arkadaşımız Zeren Ertaş’ın ölüm yıl dönümünde, Zeren’i unutturmamak ve yaşayamadığı kalan ömrün sorumluluğuyla hesap sormak için buradayız. Buraya Zeren’i anmak değil; onu katleden düzenin, rant ve yağma sisteminin hayatlarımızı bizden çalmasına izin vermemek için toplandık. Zeren Ertaş ölümsüzdür.”
Açıklamada, Zeren’in ölümünün “bir kaza değil, bir cinayet” olduğu vurgulandı:
“Zeren Ertaş, Aydın Işıklı KYK Yurdu’nda bakımsız ve arızalı bir asansörün yedinci kattan düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu bir ‘münferit kaza’ değildi; bizi bir çatının altına istiflemenin barınma olduğunu söyleyen, öğrenci yaşamını değersiz gören bir zihniyetin sebep olduğu bir cinayetti. Zeren’in katili KYK düzenidir.”
Öğrenciler, Ertaş’ın ölümünün ardından sorumluların cezasız bırakıldığına dikkat çekerek şöyle devam etti
“Asansör firması sadece iki yıl meslekten men edildi. Yurt müdürü altı ay açığa alındıktan sonra hakkında kamu davası sürerken yeniden görevlendirildi. Davalarda ne sanıklar, ne sorumlular geliyor. Bu, cezasızlığın kurumsallaşmış halidir.”
Açıklamada ayrıca KYK yurtlarındaki diğer ölümler de hatırlatıldı:
“Zeren’in ardından da ölümler sürdü. Üç hafta önce Kasım Bulgan, kaldığı KYK yurdunda sıcak su akmadığı için soğuk duş almak zorunda kaldı ve kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Tıpkı Enes Kara, Mine Nur Uysal, Rojin Kabaiş ve adını sayamadığımız diğer arkadaşlarımız gibi. Hepsi bu düzenin ördüğü rant ağlarının ve ihmaller zincirinin kurbanı oldu.”
Öğrenciler, “Barınma bir hak, insanca yaşam bir zorunluluktur” diyerek şu ifadelerle açıklamayı sürdürdü:
“Bizi üç kuruş kâr uğruna böcekli yemeklere, koğuş tipi odalara, güvenliksiz ve soğuk yurtlara mahkûm edenler, arkadaşlarımızın katilleridir. Barınmak, bir çatı altına istiflenmek değil; insanca, güvenli, sağlıklı koşullarda yaşama hakkıdır. Okumaya geldiğimiz yurtlarda ölmek istemiyoruz.”
Basın açıklaması, “Zeren Ertaş ölümsüzdür”, “Katil KYK hesap verecek” ve “Ölmeye değil, okumaya geldik” sloganlarıyla sona erdi.








