Enter your email Address

  • Anasayfa
Cumartesi, Ağustos 23, 2025
Berû Ajans
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Berû Ajans
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Özel Dosya

Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi

22 Ağustos 2025
in Özel Dosya
0
Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi
Share on FacebookShare on Twitter

Sovyetler tarihinde geçerli olan temel yaklaşım, kadın sorununun sınıf mücadelesiyle doğal olarak çözüleceğiydi. Sovyetler döneminde yapılan hatalar, en çok da kadın aleyhine olmuştur. Reel sosyalizm açıkça göstermiştir ki, kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez.

Sosyalist bir devrim olma özelliğiyle, kadının devrime katılımının hangi düzeyde olduğunun inceleneceği önemli bir deneyim de Sovyet Devrimidir. Sovyet Devrimi’nin kadın açısından hangi değişikliklere yol açtığını anlamak için, kadının devrim öncesi durumunu açmak gerekir.

Sovyet Devrimi Öncesinde Kadının Konumu

Feodalizmin ağır etkilerini taşıyan Rusya’da kadınlar tüm haklardan yoksun bırakılmışlardır. Bu durum birkaç Rus atasözünde şöyle dile getirilir: “Piliç kuş sayılmaz, kadın da insan.” Yine “Kadının olduğu yerde hiç şeytanı arama.” Başka bir atasözünde ise “Kahvaltı ve akşam yemeği olarak karını döv. Kadın camdan değildir, birkaç kez vurmakla kırılmaz.”

Bu atasözlerinde de anlaşıldığı gibi devrimden önce kadına bakış açısı bu çerçevededir. Çarlık düzenin aile yasasına bakıldığında da bu atasözlerinin benzer biçimde dile getirildiği görülmektedir: “Ailenin başı olarak kocasına boyun eğmek, ona karşı sevecen ve saygılı davranmak, her bakımdan uysal olmak, hep sevgi ve yumuşak başlılık göstermek…”

Bu yasalara dayalı bir toplumda kadın, kocasının onayı olmaksızın hiçbir yere gidemez, hiçbir yerde çalışamaz ve hatta pasaport sahibi olamazdı. Kadının mal sahibi olması da oldukça zordu, çünkü kocası buna el koyma hakkına sahipti. Yine o dönemde toplum ağır kilise etkisi altında olduğundan aile işleyişi, evlenmeler, boşanmalar kilise tarafından gerçekleştirilmekteydi. Katı ahlak ölçülerine dayandığından bir kadın için boşanma oldukça zordu.

Kentteki işçi kadının durumu ise ayrı bir trajediydi. Erkekten daha az ücret karşılığında, daha uzun saatler çalışmak zorundaydı. Devrim öncesi kadının durumu bu iken, belli arayışlara da girmiştir. 1905 Devrimi’ne kadar ciddi bir kadın hareketinden söz etmek mümkün olmasa da, bazı feminist gruplar ortaya çıkmıştır. Örneğin, 1859 yılında Rus kadınları ilk kez feminist grup biçiminde bir oluşuma gitmiştir.

Bu grubun önemli faaliyetlerinden biri, Rozvet (Yetişkin Kadınlar için Edebiyat, Sanat ve Bilim Dergisi) adında bir dergi çıkarmaktır. Amaç, kadınların eğitim düzeylerini yükseltmekti. Ancak bu dönemde gelişen arayışlar, siyasal ve sosyal anlamda kadının kurtuluşunu içermekten uzaktı. Daha çok yardımlaşma ve birbirini koruma temelinde örgütlenmeler görülüyordu.

1905 Devrimi ve Kadınların Uyanışı

1905 Devrimi, kadınlar için önemli bir uyanış sürecini beraberinde getirmiştir. Aleksandra Kollontai bu süreci şöyle anlatır:
“1905’te bir kadının kendisi hakkında konuştuğunun ya da yeni haklar talebinin işitilmediği tek bir sokak köşesi yoktu.”

O dönemde ilk kez farklı Rus kentlerinde kadın hakları mitingleri düzenlendi. Şubat 1905’te orta sınıf kadınları ve aydınlardan oluşan Kadınlara Eşit Haklar Birliği adında bir örgüt kuruldu. Sendikalarla sıkı bağlantıları olan bu birlik, 7 Mayıs 1905’te 70 delegenin katıldığı ilk kongresini gerçekleştirdi. Ancak bu kongreye sunulan, işçi kadınların ve köylülerin eşit ücret ve ana-çocuk sağlığı taleplerini içeren karar tasarısı, burjuva kadınlar tarafından reddedildi.

Ekim Devrimi öncesinde dört kadın Çar II. Aleksandr’a suikast düzenledi. Sofya Perevskaya, Çar’a suikast düzenleyen kadın olarak dünyada idam edilen ilk kadın suikastçı oldu.

1917’de gerçekleşen Bolşevik Devrimi’ni başlatan da kadın işçileri olmuştur. Bolşevikler ilk genel grev çağrılarını 25 Şubat’ta yapabilmişlerdi; ancak bu çağrı yapılmadan önce 200 bin işçi greve girmişti bile. Tekstil fabrikalarında çalışan işçi kadınlar, delegeler seçerek onları komşu fabrikalara göndermiş ve grevi örgütlemişlerdi.

Troçki bu durumu şöyle ifade eder:
“Devrim, aşağıdan başlayan, kendi devrimci örgütünün direnişini kıran işçi sınıfının en çok baskı gören ve ezilen kesiminin – kadın tekstil işçilerinin – kendiliklerinden, inisiyatifi ellerine aldıkları bir devrimdir.”

Devrimin öncü güçlerinin kadın sorununa yaklaşımları ise kaba materyalistti. Başarıya ulaşan sınıf mücadelesiyle doğal olarak kadın sorununun da çözüleceğine inanıyorlardı. Bu nedenle kadın sorununa özgün bir yaklaşım sergileme gereği duymadılar.

Marks ve Engels de kadının erkeğe göre daha kötü bir durumda olduğunu kabul etmiş, fakat meseleyi yalnızca sınıf çelişkisi temelinde ele almışlardı. Kadın sorununun özel mülkiyetle doğduğunu, özel mülkiyetin kaldırılmasıyla çözüleceğini düşünüyorlardı. Ancak unuttukları nokta, on binlerce yıldır süregelen cinsiyetçi şekillenmenin varoluşuydu. Sovyetler deneyimi, ekonomik tedbirlerle cinslerin özgürleştirilmesinin mümkün olmadığını; köklü bir toplumsal dönüşüm gerektiğini gösterdi.

Sovyetlerde Kadın Örgütlenmesi

Kadın özgürlüğü temel olarak ekonomik ve toplumsal kurtuluşta görülmekteydi. Kadının üretim alanında yer alarak ekonomik özgürlüğe kavuşması, hukuksal alanda erkekle eşit haklara sahip olması ve sosyal yaşamda belli bir düzelmenin gerçekleşmesi, özgürleşme için yeterli sayıldı.

Lenin’in yaklaşımı da bundan farklı değildi. İşçi Kadınlar Konferansı’nda verdiği mesajda şöyle diyordu:
“Kadın, ev ekonomisince sömürüldükçe, durumu her zaman sıkıntılı kalır. Kadının tam özgürleşmesi ve erkekle eşitliği için toplumsal düzenlemeler gerekir. Kadın o zaman erkekle eşit konuma gelecektir.”

Sovyet devletinin kurulduğu ilk hafta Aleksandra Kollontai öncülüğünde ilk Emekçi Kadınlar Kurultayı yapıldı. Yaklaşık 50 bin temsilcinin katıldığı bu kurultay sonrasında, 1919’da Genotdel (Emekçi ve Köylü Kadınlar Bölümü) kuruldu. Amaç, kadının eğitim düzeyini yükseltmek, özgüvenini geliştirmek ve erkek egemen karakteri eleştirmekti. Fakat örgüt içinde iki farklı yaklaşım gelişti:

Bir kesim, kadınların özgün örgütlenmesini feminist bir sapma olarak görüp, kadın çıkarlarının parti çıkarları içinde ifade edilmesi gerektiğini savundu. Diğer kesim ise, kadın kurtuluşunun ancak özgün bir kadın hareketinin örgütlenmesiyle mümkün olacağını düşündü. Bu parçalanmışlık, kadın hareketinin gelişimini engelledi.

Stalin Dönemi ve Geriye Dönüş

1930’lu yılların başında Genotdel ve yayın organı Komüniska, Sovyet yönetimi tarafından kapatıldı. Gerekçe, dış saldırılar ve devrimin hassas bir süreçten geçiyor olmasıydı. Böylece kadının yasal ve hukuksal alanda elde ettiği haklar kağıt üzerinde kaldı. Eski aile yapısı yeniden güçlendirildi. Stalin, 1934’te sunduğu raporda kadını sadece “anne ve işçi” olarak tanımladı. Tutuculuk, bürokratik yapının ihtiyaç duyduğu destek olarak geliştirildi.

Kadın hareketinin sosyalizme katkısı engellendi; sosyalizmin demokratik içerikte gelişiminin önü kapatıldı. Yeni yaşam biçimi inşa edilemediği için toplum yozlaşmaya yüz tuttu. Devlet, 1930’lardan itibaren eski geleneksel aile biçimini yeniden oturtmaya çalıştı.

Kadının bu ani düşüşü Stalin’in eşi Nadya Alluliyeva’nın intiharıyla da ilişkilidir. 1932 Kasım’ında Stalin’le yaşadığı bir tartışmadan sonra canına kıydı. Bu olay, bireysel değil; dönemin kadın sorununa yaklaşımının somut bir yansımasıdır.

Sonuç olarak, Sovyetler tarihinde geçerli olan temel yaklaşım, kadın sorununun sınıf mücadelesiyle doğal olarak çözüleceğiydi. Sovyetler döneminde yapılan hatalar, en çok da kadın aleyhine olmuştur. Reel sosyalizm açıkça göstermiştir ki, kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez.

Özgür kadın geliştirilmeden kurulacak sistem uzun ömürlü olamaz, temelleri sağlam olmayacaktır. Çünkü demokrasiden uzak, bürokratik ve baskıcı bir düzen, bireylerin yaratıcılığını sınırlayacak, toplumun gelişimi önünde engel olacak, insanın özgürlük arayışına ve manevi dünyasına cevap olamayacaktır.  Ve manevi değerlerden yoksun olarak yaratılan bir toplum, sonuçta kendi karşıtına dönüşecektir.

Önceki Haber

Amedspor’a 2 Maç Seyircisiz Oynama Cezası

Sonraki Haber

Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

Berû Ajans Editor

Berû Ajans Editor

Sonraki Haber
Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • Sonuncu
Özgürlükler Ülkesi Masalı

Özgürlükler Ülkesi Masalı

18 Ağustos 2025
Koçgirî’nin Direnişçi Kadını: Zarîfe

Koçgirî’nin Direnişçi Kadını: Zarîfe

20 Ağustos 2025
İfade Özgürlüğümüz Nerede?

İfade Özgürlüğümüz Nerede?

19 Ağustos 2025
Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

23 Ağustos 2025
Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

0
Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

0
Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi

Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi

0
Amedspor’a 2 Maç Seyircisiz Oynama Cezası

Amedspor’a 2 Maç Seyircisiz Oynama Cezası

0
Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

Protestoya Katılan Öğrenciye Gözaltı

23 Ağustos 2025
Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

Tarım İşçisi Genç Kadın Hayatını Kaybetti

22 Ağustos 2025
Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi

Sovyet Devriminde Kadın Mücadele Deneyimi

22 Ağustos 2025
Amedspor’a 2 Maç Seyircisiz Oynama Cezası

Amedspor’a 2 Maç Seyircisiz Oynama Cezası

21 Ağustos 2025
Twitter Youtube Telegram Facebook Instagram

KATEGORİLER

  • Analiz
  • Anket
  • Bilim
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Genç Kadın
  • Genç Kalemler
  • Gençlik
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Üniversite

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Analiz
  • Dijital Medya
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Genç Kalemler
    • Üniversite
  • Güncel
  • Kültür-Sanat
  • Özel Dosya
  • Röportaj
  • Spor
  • Teknoloji

© 2024 BERÛ AJANS - TÜM HAKLARI SAKLIDIR!.