HABER MERKEZİ- İktidarını korumaya çalışan baskıcı rejimler altında tiranlığın belirtileri açıkça görülüyor. İran, adaletsizliğe karşı yükselen ve haklarını arayan sesleri susturmak için baskının en uç yöntemlerinden biri olan idamı kullanıyor.
İnsan hakları kuruluşlarının hazırladığı raporda, İran’ın 2023 yılında 22’si kadın 834 kişiyi idam ettiği, bunun 972 kişiyi idam ettiği 2015’ten bu yana ülkedeki en yüksek ölüm oranına tekabül ettiği ortaya çıktı.
İktidardaki rejimlerin halkın isteklerini karşılamadaki başarısızlıklarını kabul etmeyi reddetmeleri durumunda durum budur.
Bu rapor, yetkililerin özellikle Kürtlere ve ulusal azınlıklara odaklandığı İran’da ölüm cezasının kullanımında belirgin bir artışa işaret ediyor.
İnsan hakları örgütleri, İran’ın ölüm cezasını ülke içinde korku yaymak için bir araç olarak kullandığını da sözlerine ekledi.
Bu infazlar “terörizmle” ve “isyanla” mücadele gibi bahanelerle gerçekleştiriliyor ancak gerçekte İran rejimi, durumlarını iyileştirmeye ve temel haklarını korumaya çalışan insan hakları aktivistlerini, siyasi muhalifleri ve toplum liderlerini hedef alıyor. Asılsız suçlamalar, zorla itiraflar ve adil olmayan yargılamalar, siyasi muhalifleri ve barışçıl protestocuları susturmak için bir araç olarak kullanılıyor, özellikle de konu onlara geldiğinde.
21. yüzyılda kadınların devlet sistemine karşı mücadelesi her geçen gün ivme kazanıyor. İnsan hakları ve adalet mücadelesinin simgesi olarak görülen Kürt kadınları, siyasi ve toplumsal faaliyetleri nedeniyle sürekli tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Haklarını savunmak ya da eşitlik ve adaleti sağlamaya çalışan örgütlere katılmak gibi uydurma suçlamalarla yargılanıyorlar, bu da onların acılarını artırıyor.
Son yıllarda infazların sayısındaki artış, İran’da bu ihlallerin durdurulması ve temel insan haklarının korunması için acilen harekete geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.